🔴🇹🇷 #YYLGD | Yayla Agro Gıda 2025/9 Bilanço Analizi | Finansal ve Operasyonel Sonuçlar 🧿

 



Satışlar Uçarken Kâr Neden Düştü? Yayla Gıda'nın Son Raporundan 5 Çarpıcı Gerçek

Gıda sektörünün devlerinden Yayla Agro Gıda’yı düşündüğümüzde, aklımıza genellikle istikrarlı ve öngörülebilir bir borsa oyuncusu gelir. Ancak şirketin 2025 yılı ilk dokuz aylık finansal raporu, bu sakin görünen yüzeyin ardındaki gerçeği gözler önüne seriyor ve uykulu bir temel gıda sağlayıcısı yanılsamasını paramparça ediyor. Rakamlar, yüksek riskli bir eksen kaymasının, küresel bir fetih stratejisinin ve milyarlarca liralık devasa bir teknoloji bahsinin ortasında olan bir şirketin hikayesini anlatıyor.

Bu rapor, sadece rakamlardan ibaret değil; aynı zamanda büyük bir dönüşümün, cesur yatırımların ve dikkat çekici paradoksların da bir kaydı niteliğinde.

Bu makalede, Yayla Gıda'nın son finansal raporundan çıkan, şirketin mevcut durumunu ve gelecek vizyonunu anlamak için kritik öneme sahip beş çarpıcı gerçeği mercek altına alacağız. Bu analiz, görünenin ardındaki daha büyük stratejiyi ve piyasanın henüz tam olarak fiyatlamadığı potansiyeli ortaya koyuyor.

Satışlar Artarken Net Kârın Gerilemesi Tam Bir Paradoks

Raporun en şaşırtıcı başlığı, ilk bakışta bir çelişki gibi duran gelir ve kârlılık tablosu. 2025'in ilk dokuz ayında Yayla Gıda'nın hasılatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık %30'luk güçlü bir artışla 10,79 milyar TL'den 14,01 milyar TL'ye fırladı. Bu, şirketin pazarını ne denli başarılı bir şekilde büyüttüğünü gösteriyor.

Ancak madalyonun diğer yüzünde, net kâr (Dönem Kârı) %26'nın üzerinde bir düşüşle 1,12 milyar TL'den 830,5 milyon TL'ye gerilemiş görünüyor. İşte bu noktada, daha derine inmek gerekiyor. Çünkü asıl hikaye, şirketin ana faaliyetlerindeki gücünde saklı. Dipnotların ötesine bakıldığında, şirketin temel operasyonel kârlılığını gösteren Esas Faaliyet Kârı’nın aslında %16,7'lik sağlıklı bir artışla 1,34 milyar TL'den 1,57 milyar TL'ye yükseldiği görülüyor.

Peki, ana işi daha kârlı hale gelmişken net kâr neden düştü? Cevap, operasyonel olmayan finansal dinamiklerde yatıyor. Özellikle, "Yatırım Faaliyetlerinden Gelirler" kalemindeki keskin düşüş (1,76 milyar TL'den 764 milyon TL'ye gerileme) ve enflasyon muhasebesi kaynaklı 510 milyon TL'lik "Net Parasal Pozisyon Kayıpları" bu sonuçta belirleyici rol oynuyor. Basitçe söylemek gerekirse, şirketin ana işi olan gıda üretimi ve satışı daha fazla kâr getirdi. Ancak, yatırım portföyü geçen yılki kadar iyi performans göstermedi ve yüksek enflasyon için yapılan muhasebe düzenlemeleri de nihai kâr rakamını aşağı çekti. Bu, şirketin dönüşümünün finansal maliyetini gösteren, ancak çekirdek gücünün arttığını kanıtlayan kritik bir ayrıntı.

Uluslararası Pazarlar Büyümenin Lokomotifi Haline Gelmiş Durumda

Toplam satışlardaki artış etkileyici olsa da, büyümenin asıl motoru şirketin küresel fetih stratejisi. İhracat pazarlarındaki performans, yurt içi pazarı açık ara geride bırakıyor.

Finansal raporun 22 numaralı dipnotuna göre, yurtdışı satışlar yıllık bazda yaklaşık %50'lik bir patlama yaparak 4,18 milyar TL'den 6,25 milyar TL'ye ulaştı. Buna karşılık, yurtiçi satışlar ise daha mütevazı bir büyüme oranı olan %17 ile 6,91 milyar TL'den 8,11 milyar TL'ye yükseldi.

Bu, şirketin gelir yapısındaki sismik bir kaymaya işaret ediyor; sadece bir yıl içinde ihracatın toplam cirodaki payı %39'dan yaklaşık %45'e yükseldi. Yayla Gıda, artık neredeyse gelirinin yarısını yurt dışından elde eden küresel bir oyuncu kimliğine bürünüyor. Bu başarı, faaliyet raporunda belirtilen stratejik hedeflerle de örtüşüyor. Şirket, 6 kıtada 100'den fazla ülke ile ticari ilişkiye sahip. Uluslararası markası "Legurme"nin prestijli TURQUALITY Destek Programı'na kabul edilmesi de bu küresel büyüme ivmesini daha da artıracak bir gelişme.

Geleceğin Gıdasına Devasa Bir Yatırım Yapılıyor

Yayla Gıda'nın geleceğe yönelik en cesur adımı, şüphesiz Niğde'de inşa ettiği yeni fabrika yatırımı. Bu proje için bugüne kadar harcanan tutar şimdiden 7,57 milyar TL'ye ulaşmış durumda. Bu yatırımın büyüklüğünü anlamak için: Harcanan 7,57 milyar TL, şirketin 28,4 milyar TL’lik toplam varlıklarının %27'sine ve 11,4 milyar TL’lik mevcut piyasa değerinin yaklaşık %66'sına denk geliyor. Bu bir genişleme değil; şirketin geleceği üzerine oynanmış devasa bir kumardır.

Faaliyet raporundaki bilgilere göre, 127.000 m² toplam alana kurulacak olan bu tesis, yıllık 1.070.000 ton üretim kapasitesine sahip olacak. Ancak bu yatırım sadece bir kapasite artışından ibaret değil; şirketin geleneksel kimliğinden cesur bir kopuşu ve stratejik bir eksen kaymasını ifade ediyor. Fabrikada üretilmesi planlanan yüksek katma değerli ve yenilikçi ürünler, şirketin yeni vizyonunu net bir şekilde ortaya koyuyor:

  • Protein Shifting: Baklagillerden protein tozları elde etme teknolojisi.
  • Sağlıklı Atıştırmalıklar: Pirinç ve bakliyat bazlı inovatif atıştırmalık ürünler.
  • Kemik Suyu ve Soslar: Tüketici trendlerine uygun yeni ürün grupları.
  • Donuk Gıda Ürünleri: Pazarda büyüyen bir kategoriye giriş.

Bu yatırım, Yayla Gıda'nın geleneksel bir tahıl ve bakliyat tedarikçisi olmaktan çıkıp, modern ve çeşitlendirilmiş bir gıda teknoloji şirketine dönüşme yolundaki kararlılığını simgeliyor.

Şirket, Sektöründe Bir Ar-Ge Merkezi Gibi Çalışıyor

"Bakliyat şirketi" denildiğinde akla gelen geleneksel imajın aksine Yayla Agro Gıda, bir Ar-Ge merkezi yoğunluğunda faaliyet gösteriyor. Şirketin inovasyona verdiği önem, sadece sözde kalmayıp somut adımlarla destekleniyor.

Faaliyet raporunda yer alan çarpıcı gerçekler bu iddiayı kanıtlar nitelikte:

  • Şirket, 2018 yılında T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı, hububat ve bakliyat sektöründeki ilk Ar-Ge merkezini kurdu.
  • Bu merkezde geliştirilen ve ticarileştirilen reçete sayısı 159'a ulaştı.
  • Halen devam eden 5 ve tamamlanmış 9 Ar-Ge projesi bulunuyor. Bu projelerin bazıları TÜBİTAK tarafından da destekleniyor.
  • Şirket, Hacettepe, ODTÜ ve Çukurova Üniversitesi gibi Türkiye'nin önde gelen üniversiteleriyle aktif iş birlikleri yapıyor.

Tüketicilerin yakından tanıdığı "pişir ye," "aç ye," ve "ısıt ye" gibi pratik ve yenilikçi ürün kategorileri, işte bu güçlü Ar-Ge odağının en somut çıktıları. Bu durum, inovasyonun Yayla Gıda'nın iş modelinin ayrılmaz bir parçası olduğunu gösteriyor.

Piyasa Değeri, Şirketin Defter Değerinin Altında

Şirketin operasyonel ve stratejik başarılarının yanı sıra, hisse senedi değerlemesi de dikkat çekici bir tablo sunuyor. Piyasa Değeri / Defter Değeri (PD/DD) oranını şöyle düşünebiliriz: Şirketin tüm varlıklarını satıp, tüm borçlarını ödedikten sonra elinde kalacak net nakit 'defter değeri'dir.

28 Ekim 2025 tarihi itibarıyla Finnet Plus verilerine göre Yayla Gıda'nın PD/DD oranı 0,93. Bu, borsanın tüm şirketi bu teorik nakit değerinden %7 daha ucuza fiyatladığı anlamına gelir. Başka bir deyişle, piyasa, şirketin binaları, makineleri ve markası için varlıklarının net matematiksel değerinden bile daha az bir bedel biçiyor.

Bu duruma bir katman daha ekleyen veri ise analist tavsiyelerinden geliyor. 27 Kasım 2024 tarihli bir analist raporunda, YYLGD hissesi için 17,70 TL hedef fiyat belirlenmiş. Bu hedef, hissenin 10,49 TL'lik mevcut fiyatına göre %68,73'lük bir potansiyel artışa işaret ediyor. Bu durum, şirketin büyüme, küresel genişleme ve inovasyon odaklı temel hikayesi ile borsadaki mevcut algısı arasında bir kopukluk olabileceğini ve hissenin potansiyel olarak iskontolu işlem görüyor olabileceğini düşündürüyor.

Sonuç

Yayla Agro Gıda'nın son finansal raporu, şirketin basit bir temel gıda üreticisinden çok daha fazlası olduğunu açıkça gösteriyor. Karşımızda küresel genişleme, cesur yatırımlar ve gıda inovasyonuna yapılan devasa bir bahisle büyük bir dönüşümün ortasında olan bir işletme var. Satışların arttığı ancak net kârın düştüğü paradoksal durum, bu dönüşümün sancılarını ve karmaşık finansal dinamiklerini gözler önüne seriyor, ancak aynı zamanda çekirdek operasyonların her zamankinden daha güçlü olduğunu da kanıtlıyor.

Yatırımcılar, bilançodaki enflasyon muhasebesi ve yatırım geliri gibi geçici gürültülerin ötesine bakıp, şirketin gıda teknolojisine yaptığı milyarlarca liralık devasa bahsi ve küresel pazarlardaki sessiz fethini ne zaman görecek?

Yorum Gönder (0)
Daha yeni Daha eski