| 2024/09 | 2025/09 | Yıllık % | |
|---|---|---|---|
| Net Satışlar | 5,076.65 | 4,421.96 | -12.90 |
| Satışların Maliyeti | 3,029.51 | 3,072.81 | 1.43 |
| Brüt Kar/Zarar | 2,047.14 | 1,349.15 | -34.10 |
| Faaliyet Giderleri | 238.79 | 300.08 | 25.67 |
| FAVÖK | 2,969.85 | 2,369.21 | -20.22 |
| Net Kar/Zarar | 1,661.17 | 959.24 | -42.26 |
| 2024/09 | 2025/09 | % | |
|---|---|---|---|
| Hazır Değerler | 2,709.93 | 3,235.75 | 19.40 |
| Aktifler | 47,254.93 | 65,986.61 | 39.64 |
| Toplam Borçlar | 16,839.59 | 18,447.62 | 9.55 |
| Net Borç | 7,588.32 | 9,631.47 | 26.92 |
| Özkaynaklar | 30,325.23 | 47,413.79 | 56.35 |
Daha Fazla Üretip Daha Az Kazanmak: Bir Enerji Devinin Raporundan 5 Şaşırtıcı Gerçek
İş dünyasında genellikle kabul gören temel bir varsayım vardır: daha fazla üretim, daha fazla kâr anlamına gelir. Bir şirket ürettiği mal veya hizmet miktarını artırdığında, gelirlerinin ve nihayetinde kârlılığının da artması beklenir. Ancak, Türkiye'nin önde gelen yenilenebilir enerji şirketlerinden Akfen Yenilenebilir Enerji'nin son raporu, bu basit denklemin enerji sektöründe her zaman geçerli olmadığını gözler önüne seriyor. Gerçeklik, çok daha karmaşık ve büyüleyici bir tablo sunuyor.
Şirketin 2025 yılının ilk dokuz ayını kapsayan faaliyet raporu, iklim olaylarının, devlet politikalarının, finansal piyasaların ve uzun vadeli stratejilerin bir şirketin performansını nasıl derinden etkileyebileceğine dair önemli ipuçları içeriyor. Üretimdeki artışa rağmen finansal tablolarda yaşanan düşüş, ilk bakışta bir paradoks gibi görünse de, aslında sektörün dinamiklerini anlamak için eşsiz bir fırsat sunuyor. Bu rapor, sadece Akfen'in bilançosunu değil, aynı zamanda iklim değişikliği ve ekonomik belirsizliklerle boğuşan tüm yenilenebilir enerji sektörünün gelecekteki stres testini de gözler önüne seriyor. Bu makalede, Akfen Yenilenebilir Enerji'nin raporundan çıkan ve enerji sektörünün geleceğine ışık tutan en şaşırtıcı beş gerçeği sizler için derledik.
--------------------------------------------------------------------------------
1. Üretim Artarken Kâr Neden Düştü? Üretim-Kâr Paradoksu
Raporun en dikkat çekici bulgusu, üretim ve kârlılık arasındaki beklenmedik ayrışma oldu. Akfen Yenilenebilir Enerji'nin 2025 yılının ilk dokuz ayındaki (9A2025) toplam elektrik üretimi, bir önceki yılın aynı dönemine (9A2024) kıyasla %2,0 artarak 1.292,2 GWs seviyesine ulaştı.
Ancak finansal sonuçlar bu üretim artışıyla tam bir tezat oluşturdu. Aynı dönemde şirketin Satış Gelirleri %12,9, FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr) %20,2 ve Net Kâr ise %42,6 gibi önemli bir oranda azaldı. Bu durum, "daha fazla üret, daha çok kazan" beklentisini tamamen boşa çıkaran bir paradoks yarattı.
Bu paradoksun ardında iki ana başlıkta toplanabilecek baskılar yatıyordu. Birincisi operasyonel ve iklimsel baskılar: Kuraklık nedeniyle yüksek kâr marjlı hidroelektrik santral (HES) üretiminde yaşanan büyük düşüş, gelir yapısını temelden sarstı. İkincisi ise politik ve ekonomik baskılardı: Bazı HES'lerin garantili fiyat (YEKDEM) dönemlerinin sona ermesiyle elektriği daha düşük spot piyasa fiyatlarından satmak zorunda kalması, bazı rüzgar santrallerinin (RES) yerli katkı ilavesi teşviklerinin sona ermesi ve gelirlerin ağırlıklı olarak ABD Doları bazlı olmasına karşın TL bazlı enflasyonun (%33) USD/TL kur artışının (%22) üzerinde seyretmesi (yani, şirketin maliyetleri döviz gelirlerinden daha hızlı arttı), kâr marjlarını ciddi şekilde baskıladı.
--------------------------------------------------------------------------------
2. Tarihi Kuraklığın Vurduğu Hidroelektrik Santralleri
Finansal tablolardaki gerilemenin en büyük nedenlerinden biri, Türkiye genelinde etkili olan şiddetli kuraklıktı. Rapor, bu iklim olayının somut verilerle ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. 1 Ekim 2024 ile 30 Eylül 2025 arasını kapsayan ve hidrolojik ölçümler için kullanılan "2025 su yılında" yağışlar, normale göre %26 ve bir önceki yıla göre %29 oranında azaldı.
Bu durumun vahameti, raporda yer alan şu ifadeyle özetleniyor:
Türkiye geneli su yılı yağışları, son 52 yılın en düşük seviyesine inmiştir.
Bu tarihi kuraklık, doğrudan operasyonel sonuçlara yansıdı. Şirketin hidroelektrik santrallerindeki (HES) üretimi, 2025'in ilk dokuz ayında bir önceki yıla kıyasla %20,9 oranında düştü. Bu düşüş, hem toplam üretim dengesini hem de kârlılık yapısını olumsuz etkileyen en kritik faktörlerden biri oldu.
--------------------------------------------------------------------------------
3. Zor Zamanların Kalkanı: Dengeli ve Çeşitlendirilmiş Portföy
Kuraklığın HES üretimine vurduğu darbeye karşı şirketin en büyük stratejik savunması, enerji kaynaklarını çeşitlendirme politikası oldu. Rapor, bu stratejinin zorlu iklim koşullarında nasıl bir kalkan görevi gördüğünü rakamlarla kanıtlıyor.
HES üretimi %20,9'luk bir düşüşle 78,3 GWs azalırken, aynı dönemde Rüzgar (RES) ve Hibrit Güneş (Hibrit GES) santrallerinden elde edilen üretim %14,0'lık bir artışla 102,3 GWs'lik bir kazanç sağladı.
Yeni yatırımlarla desteklenen rüzgar ve güneş enerjisindeki bu önemli artış, HES üretimindeki açığı kapatmakla kalmadı, aynı zamanda şirketin toplam üretimini %2,0 oranında yukarı çekmeyi başardı. Bu durum, çeşitlendirilmiş bir portföyün artık sadece bir risk yönetimi aracı değil, öngörülemeyen iklim şokları karşısında sürdürülebilir büyümenin temel şartı haline geldiğini kanıtlamaktadır.
--------------------------------------------------------------------------------
4. Finansal Baskıya Rağmen Durmayan Büyüme Hamlesi
Zorlu finansal sonuçlara rağmen şirketin agresif bir büyüme stratejisi izlemesi, raporun bir diğer şaşırtıcı gerçeği olarak öne çıkıyor. Bu büyüme, rastgele bir kapasite artışından ziyade, şirketin kuraklık gibi risklere karşı direncini artıran, HES dışı kaynaklara (özellikle rüzgar ve hibrit güneş) odaklanan bilinçli bir portföy yeniden dengeleme hamlesidir.
Rapordaki veriler bu büyüme hamlesini net bir şekilde ortaya koyuyor:
- Şirketin dönem sonu itibarıyla 828 MW olan kurulu gücü, raporlama tarihi itibarıyla 869 MW'a yükseldi. 2025 sonu hedefi ise yaklaşık 887 MW olarak belirlendi.
- Planlanan 85,3 MW'lık Hibrit Güneş (Hibrit GES) projelerinin tamamı bu dönemde faaliyete geçti.
- Toplam 102 MW'lık RES kapasite artış programının 60,9 MW'lık önemli bir kısmı devreye alındı.
Bu yeni yatırımlar, 2025'in ilk dokuz ayında 96,1 GWh'lik bir üretim katkısı sağlayarak, toplam üretimdeki artışta kritik bir rol oynadı. Bu strateji, şirketin kârlılığın daraldığı bir dönemde dahi çeşitlendirilmiş portföyünü genişletme konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.
--------------------------------------------------------------------------------
5. Gözden Kaçan Gelir Kaynağı: Karbon Kredisi Satışları
Finansal verilerin derinliklerinde, geleceğin gelir modellerine işaret eden şaşırtıcı ve hızla büyüyen bir kalem dikkat çekiyor: karbon kredisi satışları. Bu gelir kalemi, genellikle gözden kaçsa da raporda çarpıcı bir büyüme sergiliyor.
Rakamlara göre, "karbon kredisi satışları" geliri 9A2024'te 4,4 milyon TL iken, 9A2025'te adeta patlama yaparak 69,8 milyon TL'ye ulaştı.
Bu devasa yüzdesel artış, sadece ek bir gelir değil, aynı zamanda stratejik bir yönelime işaret ediyor. Bu, şirketin gelir modelini yalnızca devlet teşvikli enerji satışlarından, gönüllü karbon piyasaları gibi pazar odaklı ve küresel çevre standartlarına bağlı yeni alanlara doğru çeşitlendirme potansiyelini gösteren erken bir sinyaldir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sonuç: Enerjinin Karmaşık Geleceği
Akfen Yenilenebilir Enerji'nin raporu, modern bir yenilenebilir enerji şirketinin performansının ne denli karmaşık bir denkleme dayandığını açıkça gösteriyor. Kuraklık gibi iklim olayları, YEKDEM gibi devlet teşvikleri, enflasyon ve döviz kurları gibi finansal piyasalar ve portföy çeşitlendirmesi gibi uzun vadeli stratejiler, bu denklemin en önemli değişkenlerini oluşturuyor. Daha fazla üretmenin her zaman daha fazla kazanmak anlamına gelmediği bu yeni dönemde, başarı; riskleri yönetebilme, uyum sağlama ve stratejik vizyonu koruma becerisine bağlı görünüyor.
Bu raporun en net mesajı şudur: İklim değişikliği hava olaylarını daha aşırı hale getirdikçe, stratejik olarak çeşitlendirilmiş bir portföy, geleceğin enerji şirketleri için en önemli rekabet avantajı ve finansal kalkanı olacaktır.