Bir Holding Raporunun Derinlikleri: Sıfır Çalışanlı Şirketten Dünya Şampiyonu Yöneticiye 5 Şaşırtıcı Gerçek
Giriş: Rakamların Ardındaki Hikaye
Kurumsal faaliyet raporları... Sadece bu iki kelime bile çoğu insanın zihninde sıkıcı tablolar, anlaşılmaz jargonlar ve dipnotlarla dolu sayfalar canlandırır. Genellikle bir kenara atılan bu belgeler, aslında doğru bir bakış açısıyla incelendiğinde birer hazine haritasına dönüşebilir. Rakamların ve tabloların ardında, bir şirketin stratejisi, güç dengeleri, zayıflıkları ve hatta ruhu hakkında inanılmaz hikayeler gizlidir.
Bu yazıda, bir finansal analistin meraklı gözleriyle Yeşil Yatırım Holding A.Ş.'nin halka açık raporunu derinlemesine inceledik. Karşımıza çıkan, ilk bakışta inanması güç, düşündürücü ve şaşırtıcı beş gerçeği, rakamların ardındaki hikayeleriyle birlikte sizin için derledik.
--------------------------------------------------------------------------------
1. Hayalet Şirket: Tek Bir Çalışanı Bile Olmayan Halka Açık Holding
Bir holding şirketinin en temel işlevi, kendine bağlı iştirak ve ortaklıkları yönetmek, stratejilerini koordine etmek ve sermaye tahsisini sağlamaktır. Bu da doğal olarak bir yönetim ve idari kadro gerektirir. Ancak Yeşil Yatırım Holding'in faaliyet raporunda bu beklentiyi tamamen altüst eden bir ifade yer alıyor: "Şirketimizin 30.09.2025 hesap dönemi sonu itibariyle çalışanı bulunmamaktadır."
Finansal tablo dipnotları da bu durumu teyit ediyor. Yüzde 90'ından fazlası halka açık olan bir holdingin tek bir resmi çalışana dahi sahip olmaması, son derece sıra dışı bir durum. Bu yapı, şirketin neredeyse tamamen bir varlık yönetim şirketi gibi çalıştığını veya tüm idari ve yönetimsel hizmetlerini grup şirketlerinden ya da dış kaynaklardan temin ettiğini düşündürüyor. Şirket, adeta bir iskelet yapı üzerinden devasa varlıkları yöneten bir beyin gibi işliyor.
--------------------------------------------------------------------------------
2. Yönetim Kurulundaki Dünya Şampiyonu: Risk Komitesinin Başındaki Milli Sporcu
Yönetim kurullarında genellikle finans, hukuk veya işletme kökenli, uzun yıllara dayanan kurumsal tecrübeye sahip profesyoneller görmeye alışkınızdır. Yeşil Yatırım Holding'in yönetim kurulu ise bu kalıbı kıran bir isme ev sahipliği yapıyor: Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi Erman Kendibaşına.
Faaliyet raporundaki öz geçmişine göre Kendibaşına, "Kocaeli Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği" mezunu, aynı zamanda "milli sporcu ve dünya şampiyonu". Asıl şaşırtıcı olan ise bu sporcu kimliğine sahip yöneticinin üstlendiği kritik görevler:
- Riskin Erken Saptanması Komitesi Başkanı
- Denetimden Sorumlu Komite Üyesi
- Kurumsal Yönetim Komitesi Üyesi
Bir holdingin en temel risklerini yöneten komitenin başında bir dünya şampiyonunun olması, geleneksel yönetici profillerinin dışına çıkan, farklı disiplin ve bakış açılarının kurumsal yönetimde nasıl bir rol oynayabileceğine dair düşündürücü bir örnek teşkil ediyor.
--------------------------------------------------------------------------------
3. Sıfır Satış, Devam Eden Faaliyet: Gelir Tablosundaki Sır Perdesi
Bir şirketin gelir tablosuna baktığınızda "Net Satışlar" kaleminde kocaman bir sıfır (0) gördüğünüzde aklınıza ne gelir? Muhtemelen şirketin hiçbir faaliyeti olmadığı veya iflasın eşiğinde olduğu. Yeşil Yatırım Holding'in özet gelir tablosu, hem 2024 hem de 2025'in ilk dokuz aylık dönemleri için tam olarak bu manzarayı sunuyor: Net Satışlar: 0 TL.
Ancak bu, hikayenin tamamı değil. Dipnotların derinliklerine inildiğinde sır perdesi aralanıyor. Şirket, Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS 10) uyarınca bir "Yatırımcı İşletmesi" olarak tanımlanıyor. Bu teknik ifade, basitçe şirketin ana gelir kaynağının mal veya hizmet satışı olmadığını söylüyor. Holdingin temel faaliyeti, Wowwo E-Ticaret ve Yeşil Dönüşüm İnşaat gibi iştiraklerine yatırım yapmak ve bu yatırımlarının değerindeki değişimlerden gelir elde etmektir. Yani şirketin kâr veya zararı, bu iştiraklerin "gerçeğe uygun değer" değişimlerine bağlı. Bu durum, finansal tabloları okurken başlık rakamlarının ötesine geçip dipnotlardaki kritik tanımları anlamanın ne kadar hayati olduğunu gösteren mükemmel bir örnektir.
--------------------------------------------------------------------------------
4. Azınlık Hissesi, Mutlak Kontrol: İmtiyazlı Payların Güç Matematiği
Ortaklık yapısı tablosuna göre, Kamil Engin Yeşil şirketin toplam sermayesinin yalnızca %8,05'ine sahip. Bu oran, genellikle bir şirkette sınırlı bir etkiye işaret eder. Ancak burada durum çok farklı. Asıl güç, payların sayısında değil, niteliğinde gizli.
Raporun "İmtiyazlı Paylara İlişkin Bilgiler" bölümü, bu güç matematiğini açıkça ortaya koyuyor. Şirket sermayesi A Grubu ve B Grubu paylardan oluşuyor ve aralarında devasa bir fark var:
- A Grubu payların her biri yönetim kurulu seçiminde 15 oy hakkına sahiptir.
- B Grubu payların her biri ise sadece 1 oy hakkına sahiptir.
Dipnotlar, A Grubu imtiyazlı payların tamamının Kamil Engin Yeşil'e ait olduğunu belirtiyor. Bu 15 katlık oy avantajı, %8,05'lik bir sermaye payıyla dahi yönetim kurulunun belirlenmesinde mutlak bir kontrol gücü sağlıyor. Bu yapı, kurumsal yönetimde gücün sadece sermaye oranıyla değil, imtiyazlı paylar aracılığıyla nasıl şekillendirilebileceğine dair somut bir ders niteliğinde.
--------------------------------------------------------------------------------
5. 202 Milyon TL'lik Zararın Gerçek Sebebi: Enflasyon ve Verginin Karmaşık Dansı
Şirketin 2024 yılının ilk dokuz ayında açıkladığı 202.589.047 TL'lik devasa net dönem zararı, ilk bakışta büyük bir operasyonel başarısızlık alarmı gibi görünebilir. Ancak kar/zarar tablosunun detayları, hikayenin çok daha karmaşık ve ilgi çekici olduğunu ortaya koyuyor.
Zararın arkasındaki en büyük tekil kalem, yaklaşık 277 milyon TL'lik devasa bir "Parasal Kayıp". Bu kalem, operasyonel bir gider değil; Türkiye Muhasebe Standardı 29 (TMS 29) gereği uygulanan "enflasyon muhasebesi"nin bir yansımasıdır. Basitçe, şirketin elinde tuttuğu nakit benzeri varlıkların yüksek enflasyon karşısında satın alma gücünü kaybetmesinin bilançoya kaydedilmesidir.
Ancak bir analistin hemen fark edeceği soru şudur: 277 milyon TL'lik bir kayıp kalemi, nasıl olur da 202 milyon TL'lik bir net zararla sonuçlanır? Cevap, muhasebenin bir başka ilginç köşesinde gizli. Aynı kar/zarar tablosu, bu devasa parasal kaybı kısmen dengeleyen yaklaşık 80 milyon TL'lik bir "Sürdürülen Faaliyetler Vergi Geliri" kalemi olduğunu gösteriyor.
İşte hikayenin özü: Nakit olmayan "Parasal Kayıp" kalemi, aynı zamanda şirketin gelecekte ödeyeceği vergileri azaltacak bir "ertelenmiş vergi varlığı" yaratmıştır. Bu vergi avantajı, gelir tablosuna bir "vergi geliri" olarak yansıtılarak, enflasyon muhasebesinin yarattığı zararın etkisini önemli ölçüde azaltmıştır. Bu durum, operasyonel bir başarısızlıktan ziyade, makroekonomik koşullar ile vergi ve muhasebe kurallarının bir şirket bilançosunu kağıt üzerinde nasıl derinden şekillendirebileceğinin en çarpıcı örneklerinden biridir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sonuç: Rakamların Fısıldadıkları
Sıfır çalışanlı bir holding, risk komitesinin başındaki bir dünya şampiyonu, sıfır satışla işleyen bir yapı, azınlık hissesiyle sağlanan mutlak kontrol ve enflasyonun bilançoda yarattığı milyonlarca liralık kayıp... Bu beş nokta, kurumsal raporların sadece sayılardan ibaret olmadığını kanıtlıyor. Onlar; strateji, güç, insan ve makroekonomik faktörler hakkında bize derin hikayeler fısıldayan belgelerdir.
Bir dahaki sefere bir finansal rapor gördüğünüzde, rakamların arkasında hangi hikayeyi arayacaksınız?