HSBC'nin 94 Sayfalık Finans Raporunu Okuduk: İşte Kimsenin Konuşmadığı 5 Şaşırtıcı Detay
Giriş: Rakamların Ardındaki Hikayeler
Kurumsal finans raporları, genellikle halk için anlaşılmaz rakamlar ve karmaşık jargonla dolu, erişilmez belgeler olarak görülür. Sayfalarca süren tablolar ve dipnotlar, çoğu zaman konunun uzmanı olmayanlar için birer engel teşkil eder. Ancak bu yoğunluğun ardında, büyük kurumların nasıl işlediğine, stratejilerine ve hatta kurumsal kültürlerine dair şaşırtıcı ve çoğu zaman beklenmedik hikayeler yatar.
Bu belgeler, bir yöneticinin tek bir hisseye sahip olmamasının ne anlama geldiğinden, denetim raporlarındaki incelikli dilin neyi gizlediğine kadar, bir kurumun gerçek işleyişine dair somut ipuçları sunar. Bazen en çarpıcı detaylar, en büyük rakamlarda değil, küçük bir dipnotta veya tek bir cümlede saklıdır.
Bu yazının amacı da tam olarak bu: HSBC Bank A.Ş.'nin 30 Eylül 2025 tarihli 94 sayfalık kapsamlı finansal raporunu inceleyerek, rakamların ardındaki en şaşırtıcı ve üzerinde pek durulmayan beş detayı gün yüzüne çıkarmak. Hazırsanız, finansın sıkıcı görünen dünyasında kısa bir keşfe çıkalım.
--------------------------------------------------------------------------------
1. Yöneticilerin Tek Bir Hissesi Bile Yok
Finans dünyasında sıkça duyduğumuz bir klişe vardır: "Yöneticilerin de oyunda bir payı olmalı." Şirketin başarısını kendi başarıları gibi görmeleri için üst düzey yöneticilerin, yönettikleri şirkette hisse sahibi olmaları beklenir. Ancak HSBC Türkiye'nin raporu, bu beklentinin tam tersi bir tablo çiziyor. Raporun ilgili bölümünde, Yönetim Kurulu üyeleri, Genel Müdür ve yardımcılarının bankadaki pay sahipliği net bir dille ifade ediliyor.
Raporun "BANKA’NIN, YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ..." başlıklı bölümünde durum açıkça belirtilmiştir:
Yukarıda belirtilen kişilerin Banka’da sahip olduğu pay yoktur.
Bu durum oldukça şaşırtıcıdır, zira yaygın kanı, yöneticilerin şirkete finansal olarak da bağlı olmaları gerektiği yönündedir. Bu detayın iki farklı anlamı olabilir. Bir yandan bu durum, HSBC Türkiye'nin kurumsal yönetim modelinin "sahip-yönetici" yapısından ziyade, tamamen profesyonel bir yönetim anlayışına dayandığını gösterir. Yöneticilerin performansı, hisse senedi değerinden bağımsız, belirlenmiş objektif hedeflere göre ölçülür ki bu da kısa vadeli düşünmeyi engelleyebilir. Diğer yandan, yatırımcılar için bu durum, yöneticilerin "ellerini taşın altına yeterince koymadığı" (skin in the game) şeklinde yorumlanabilir ve şirketin geleceğine olan finansal bağlılıklarının daha az olduğu algısını yaratabilir.
--------------------------------------------------------------------------------
2. Bankanın "Görünmez" Bilançosu, Gerçeğinden 4 Kat Daha Büyük
Bir bankanın bilançosuna baktığınızda, genellikle varlıklarını ve yükümlülüklerini görürsünüz. Ancak her şey bu kadar basit değildir. Bir de bilançonun dışında tutulan, "Nazım Hesaplar" olarak adlandırılan ve bankanın gelecekteki taahhütlerini, garantilerini ve diğer sorumluluklarını içeren devasa bir "görünmez" bilanço vardır. HSBC raporunda bu hesapların büyüklüğü, bankanın görünen yüzünden çok daha etkileyici.
30 Eylül 2025 tarihi itibarıyla bankanın bilanço dışı hesaplarının toplamı yaklaşık 1,15 Trilyon TL'dir (tam rakam: 1.157.945.601 Bin TL). Aynı tarihte bankanın bilançosundaki toplam varlıkları ise yaklaşık 277 Milyar TL'dir (tam rakam: 277.192.289 Bin TL).
Bu rakamlar, bankanın bilanço dışı taahhütlerinin, bilançosundaki toplam varlıklarından dört kattan daha fazla olduğunu gösteriyor. Peki bu devasa "görünmez" bilanço ne anlama geliyor? Bu hesaplar büyük ölçüde bankanın müşterileri adına verdiği "Garantiler ve Kefaletler" ile gelecekte yerine getireceği "Taahhütler"den oluşur. Bir garantiyi, bankanın müşterilerinin devasa projeleri için kitlesel ölçekte bir nevi "kefil" olması gibi düşünebilirsiniz. Bu durum, modern bir bankanın rolünün sadece kredi verip mevduat toplamaktan çok daha fazlası olduğunu, aynı zamanda ekonomide devasa bir finansal güvence ve taahhüt ağı yönettiğini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.
--------------------------------------------------------------------------------
3. Milyarlarca Liralık Raporun Denetimi Aslında "Sınırlı"
Büyük bir bankanın finansal raporunun, dünyanın en büyük denetim firmalarından biri olan PwC tarafından incelenmiş olması insana tam bir güvence hissi verir. Ancak raporun denetim bölümündeki terminoloji, bu güvencenin niteliği hakkında önemli bir ipucu barındırıyor. Rapor, tam bir denetimden değil, "Sınırlı Bağımsız Denetim"den geçmiştir.
Bu iki terim arasındaki fark, denetçinin verdiği güvencenin seviyesinde yatar. Sınırlı denetim, yıl sonu yapılan kapsamlı denetime kıyasla daha dar bir incelemeyi ifade eder. Bu durum, zaman ve maliyet nedenleriyle ara dönem raporları için standart bir endüstri uygulamasıdır; tam kapsamlı denetim ise yıl sonu raporlarına saklanır. Denetçinin raporun "Sonuç" bölümünde kullandığı dikkatli dil, bu durumu netleştiriyor:
Sınırlı denetimimize göre, ilişikteki ara dönem konsolide olmayan finansal bilgilerin, HSBC Bank A.Ş.’nin 30 Eylül 2025 tarihi itibarıyla konsolide olmayan finansal durumunun ve aynı tarihte sona eren dokuz aylık döneme ilişkin konsolide olmayan nakit akışlarının BDDK Muhasebe ve Finansal Raporlama Mevzuatı’na uygun olarak tüm önemli yönleriyle gerçeğe uygun bir biçimde sunulmadığı kanaatine varmamıza sebep olacak herhangi bir husus dikkatimizi çekmemiştir.
Bu ifade, standart bir profesyonel dil olsa da içerdiği çifte olumsuzlama yapısıyla dikkat çekicidir. Denetçi, "rapor doğrudur" demek yerine, "raporun doğru olmadığına dair bir şey dikkatimizi çekmedi" demektedir. Bu, ara dönem raporlarının, bir yıl sonu raporu kadar kesin ve kapsamlı bir güvence sunmadığının, halk tarafından pek bilinmeyen, şaşırtıcı bir göstergesidir.
--------------------------------------------------------------------------------
4. HSBC Türkiye'nin Sahibi Kim? Cevap Sandığınızdan Daha Karmaşık
Sokaktaki birine HSBC Türkiye'nin sahibinin kim olduğunu sorsanız, muhtemelen "İngiliz HSBC" veya "HSBC Grubu" gibi genel bir cevap alırsınız. Bu cevap yanlış olmasa da eksiktir. Finansal rapor, küresel bir markanın yerel operasyonunun arkasındaki spesifik ve katmanlı yapıyı gözler önüne seriyor.
"BANKA’DA NİTELİKLİ PAYA SAHİP KİŞİ VE KURULUŞLARA İLİŞKİN AÇIKLAMALAR" bölümüne göre, HSBC Bank A.Ş.'nin ortaklık yapısı şu şekildedir:
- HSBC Middle East Holdings B.V.: %89,99
- HSBC Bank Middle East Limited: %10,01
Bu detay neden ilginç? Çünkü bankanın doğrudan bir İngiliz kuruluşu yerine, biri Hollanda (B.V. uzantısı Hollanda'daki özel limitet şirketleri ifade eder), diğeri ise Orta Doğu merkezli iki farklı holding şirketi tarafından sahiplenildiğini gösteriyor. Bu yapı, küresel şirketlerin vergi, regülasyon ve operasyonel verimlilik gibi nedenlerle ne kadar karmaşık uluslararası holding yapıları üzerinden faaliyet gösterdiğinin somut bir örneğidir. Müşterilerin her gün kullandığı bir markanın arkasındaki bu kurumsal mimari, modern finansın pek de görünür olmayan yüzünü yansıtır.
--------------------------------------------------------------------------------
5. Ekonomik Dalgalanmalar mı? Varlıklar 9 Ayda %45 Büyüdü
Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür'ün raporun başındaki mesajları, küresel belirsizlikler, değişen faiz oranları ve jeopolitik gelişmeler gibi karmaşık bir ekonomik manzaraya işaret ediyor. Bu tür bir ortamda, şirketlerin yerinde sayması bile başarı kabul edilebilir. Ancak HSBC'nin rakamları, büyük finans kurumlarının bu dalgalı sularda dahi ne kadar güçlü bir ivme yakalayabildiğini gösteriyor.
Raporun faaliyet bölümündeki özet finansal bilgilere göre, bankanın toplam varlıkları 2024 yıl sonunda 190,6 Milyar TL iken, 30 Eylül 2025'te 277,2 Milyar TL'ye yükselmiş. Bu, sadece dokuz aylık bir sürede %45'lik olağanüstü bir büyümeyi ifade ediyor. Bu büyümenin arkasındaki ana itici güçler, bankanın "Nakit ve Nakit Benzerleri" kalemindeki ve "itfa edilmiş maliyetiyle ölçülen finansal varlıklarındaki" artış oldu.
Genel Müdür Burçin Ozan'ın mesajındaki şu ifade, bu büyümeyi ve istikrarı özetler nitelikte:
Bu dönemde bankamızın aktif büyüklüğü 277 milyar TL’ye, ana fonlama kaynağımız olan müşteri mevduatlarımız ise 193,6 milyar TL’ye ulaştı.
Bu durum, ekonomik belirsizliklerin ve makroekonomik zorlukların varlığına rağmen, HSBC gibi köklü finansal kurumların kendi dinamikleriyle ne kadar etkileyici bir büyüme momentumu yaratabildiğini gösteren en somut kanıtlardan biridir.
--------------------------------------------------------------------------------
Sonuç: Rakamların Ötesine Bakmak
Göründüğü gibi, en karmaşık ve teknik finansal belgeler bile içinde herkesin anlayabileceği, önemli ve düşündürücü hikayeler barındırır. Yüzlerce sayfalık bir rapor, sadece bir dizi rakamdan ibaret değildir; aynı zamanda bir kurumun stratejisini, felsefesini ve içinde bulunduğu ekonomik gerçekliği anlamak için güçlü bir araçtır. Yüzeyin biraz altına inmek, ekonomimizi şekillendiren kurumları çok daha net bir şekilde anlamamızı sağlayabilir.
Bir dahaki sefere gözünüze çarpan bir finansal rapor, sadece rakam yığınından mı ibaret olacak, yoksa içinde saklı hikayeleri arayacak mısınız?