Samsun'dan Dünyaya: Bir Gıda Devinin Raporlarından Sızan 5 Şaşırtıcı Gelecek Sinyali
Giriş: Bir Faaliyet Raporundan Çok Daha Fazlası
Bir un şirketinin faaliyet raporunda ne kadar şaşırtıcı bir gelecek vizyonu saklı olabilir?
Ulusoy Un gibi köklü bir şirketin genellikle geleneksel ve öngörülebilir bir yapıda olduğu düşünülebilir. Ancak, şirketin 2025'in ilk dokuz aylık faaliyet raporu bu algıyı tamamen yıkıyor; bir gıda devinin sessiz sedasız nasıl bir dönüşüm geçirdiğini ortaya koyuyor. Şirketin kurucusu Fahrettin Ulusoy'un 1969'da küçük bir zahire dükkanıyla başlayan yolculuğu, bugünün küresel vizyonunun ne kadar köklü bir mirasa dayandığını gösteriyor.
Fahrettin Ulusoy'un eğitime verdiği önemi özetleyen şu sözü, şirketin bugünkü yenilikçi ruhunun da temelini oluşturuyor:
Hayatta yaptığım en iyi hizmet, eğitime yaptığım yatırımdır.
Bu yazı, raporların derinliklerinden çıkarılan en çarpıcı, ilham verici ve geleceğe yön veren 5 stratejiyi mercek altına alıyor.
--------------------------------------------------------------------------------
1. Strateji: Buğdaydan Makarnaya, İtalya'yı Fetheden Cesur Adım
Ulusoy Un, artık sadece bir un üreticisi değil, katma değerli ürünlere odaklanan bir gıda şirketine dönüşüyor. Bu stratejinin en somut ve şaşırtıcı örneği, İtalya'nın Silvano d'Orba bölgesinde yüksek kaliteli makarna üreten Pastificio Mediterranea S.r.l.'nin %85 hissesini satın almaları oldu. Bu hamle, finansal bir satın almanın çok ötesinde, stratejik bir meydan okumadır. Ulusoy Un, "makarnanın anavatanı" olarak kabul edilen kültürel bir kaleye Türk bayrağını dikerek, küresel gıda sahnesinde sadece bir tedarikçi değil, bir marka ve kalite lideri olabileceğinin altını çiziyor. Bu stratejinin sadece yurt dışı ile sınırlı kalmadığını, Samsun'daki 50. Yıl Üretim Tesisi'nin yanına yeni bir makarna üretim tesisi kurma planları da gösteriyor.
2. Strateji: Geleneksel Sektörde Yeşil Enerji Devrimi
Un üretimi gibi enerji yoğun bir sektörde Ulusoy Un'un sürdürülebilirlik ve yenilenebilir enerji konusundaki agresif adımları oldukça dikkat çekici. Şirket, Aksaray, Sinop, Manisa gibi farklı illerde güneş (GES) ve rüzgâr (RES) enerjisi santralleri kurmak için önemli yatırımlar yapıyor. Bu yatırımların somut etkisini CEO Zahit Çetin'in mesajındaki çarpıcı bir veri özetliyor: Bağlı ortaklıkları Söke'deki GES yatırımının, tesisin elektrik ihtiyacının %95'inden fazlasını karşıladığı belirtiliyor. Bu strateji, sadece maliyetleri düşürmekle kalmıyor; şirketi enerji piyasalarındaki dalgalanmalara karşı koruyarak operasyonel bir kale inşa ediyor ve "Yaşam için Değer Üretiyoruz" vizyonunu çevresel sorumlulukla birleştirerek geleceğin vicdanlı tüketicisi nezdinde markasını güçlendiriyor.
3. Strateji: 100 Yıllık Vizyon: Bir Zahire Dükkanından Küresel Liderliğe
Şirketin 1969'da Fahrettin Ulusoy'un açtığı tek bir dükkândan, bugün 107 ülkeye ihracat yapan bir deve dönüşüm hikayesi, uzun vadeli ve iddialı hedeflerle destekleniyor. Bu başarı tesadüf değil. Raporlarda yer alan gelecek hedefleri, şirketin ne kadar ileriye baktığını net bir şekilde ortaya koyuyor:
- 2029: Türkiye'nin en büyük tarımsal gıda şirketi olmak.
- 2039: Dünyanın en büyük un ve unlu mamul şirketlerinden biri olmak.
- 2069: 100. yılında dünyanın en büyük 10 tarımsal sanayi şirketinden biri olmak.
Bu hedefler sadece birer temenni değil, aynı zamanda tüm kurumsal kararları hizalayan stratejik bir çıpadır. 100 yıllık bir ufuk, şirketin kısa vadeli piyasa dalgalanmalarına karşı direnç kazanmasını sağlarken, AR-GE ve altyapı yatırımlarını cesurca yapmasına olanak tanıyan bir zihniyet inşa ediyor.
4. Strateji: Küresel Satranç Tahtası: Anadolu'dan Cenevre'ye Uzanan Ticaret Ağı
Ulusoy Un'un küresel rekabetteki başarısının arkasında daha az bilinen stratejik hamleler yatıyor. Uluslararası emtia ticaretinin kalbi sayılan İsviçre'nin Cenevre şehrinde ROLWEG SA isimli bir bağlı ortaklık kurmaları, bu hamlelerin en önemlilerinden biri. Rapordaki ifadelere göre bu hamle; uluslararası piyasalarda daha rekabetçi olmak, hammaddeye erişim avantajları elde etmek ve gelişmiş finansman alternatiflerinden yararlanmak gibi stratejik amaçlar taşıyor. Bu yapı, İtalya'daki makarna satın alması gibi cesur adımların arkasındaki finansal ve lojistik motor görevi görüyor. Ayrıca, Malta'da kurulan Edel Food ve Agromark şirketleri de bu uluslararası yapının tesadüfi olmadığını, küresel ticareti yönetmek için bilinçli bir ağ kurduklarını kanıtlıyor.
5. Strateji: Geleceğin Gıdası: Veri, Yapay Zekâ ve Dijital Tarım
Şirket sadece üretim ve ticarette değil, aynı zamanda teknoloji ve inovasyonda da ne kadar ileri görüşlü olduğunu kanıtlıyor. Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'nun mesajlarında vurgulandığı gibi, tedarik zincirinde uçtan uca dijital izlenebilirlik, üretim planlamasında yapay zekâ kullanımı ve veriye dayalı yönetim anlayışı artık kurumsal kültürün ayrılmaz bir parçası. Bu teknolojik dönüşüm, şirketin karmaşıklaşan küresel operasyonlarını ve iddialı yeşil enerji hedeflerini verimli bir şekilde yönetebilmesinin temelini oluşturuyor. Şirketin tarımsal teknoloji şirketi Doktar Teknoloji A.Ş.'ye yaptığı yatırım ise sadece kendi operasyonlarını değil, tarım sektörünün genelini teknolojiyle dönüştürme hedefini açıkça gösteriyor. Bu vizyonu en iyi özetleyen cümle yine Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eren Günhan Ulusoy'dan geliyor:
Bugün, sadece un üretmiyor; geleceğin gıda güvenliğini, çevresel sorumluluğunu ve dijital tarımını şekillendiriyoruz.
--------------------------------------------------------------------------------
Sonuç: Değişimi Yöneten Bir Zihniyet
Bu beş sinyal, birbirinden kopuk taktikler değil; birbirini besleyen ve güçlendiren bütünsel bir stratejinin parçalarıdır. Cenevre'deki ticaret ağı, İtalya'daki pazar fethini finanse ederken, dijitalleşme yatırımları yeşil enerji devriminin operasyonel verimliliğini güvence altına alıyor. Tüm bu adımlar, şirketin 100 yıllık vizyonuna hizmet eden kusursuz bir uyum içinde çalışıyor. Ulusoy Un, sadece bugünün lideri değil, aynı zamanda yarının kurallarını yazan bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Şirketin başarısının altında yatan temel felsefe, raporda da belirtildiği gibi, "değişimi takip eden değil, değişimi yöneten bir organizasyon" olma hedefidir.
Peki, sizin sektörünüzde, geleneksel görünen hangi oyuncular aslında geleceği sessizce inşa ediyor olabilir?