Rakamların Ardındaki ASCE GYO: Finansal Raporları Okurken Gözden Kaçan 5 Detay
Giriş: Raporların Ötesindeki Gerçekler
Finansal raporlar, rakamlarla dolu sayfalarıyla genellikle yoğun ve ilk bakışta yanıltıcı olabilir. Manşetlerde yer alan kâr ya da zarar rakamları, bir şirketin gerçek performansını ve geleceğe yönelik potansiyelini her zaman tam olarak yansıtmaz. Bu durumu en net şekilde görebileceğimiz örneklerden biri, son dönem finansal sonuçlarıyla dikkat çeken ASCE GYO (ASGYO). Bir vaka çalışması olarak ASGYO'nun finansal tablolarını incelediğimizde, manşetlerin ardında yatan, şirketin durumu hakkında çok daha incelikli bir hikaye anlatan şaşırtıcı detaylar ortaya çıkıyor. Şimdi, bu rakamların derinine inelim.
--------------------------------------------------------------------------------
1. Enflasyon Paradoksu: Faaliyetler İyileşirken Gelen Milyarlık Zarar
Bir şirketin ana faaliyetlerinin güçlendiğini gösteren rakamlar ile net sonuçta devasa bir zarar bildirmesi, ilk bakışta büyük bir çelişki gibi durur. ASCE GYO'nun son raporu tam olarak bu paradoksu gözler önüne seriyor.
Şirketin 2025'in ilk dokuz ayındaki ticari faaliyetlerinden elde ettiği brüt kâr, bir önceki yılın aynı dönemindeki 68,6 milyon TL'lik zarardan 104 milyon TL'lik kara dönerek %251'lik çarpıcı bir artış gösterdi. Bu, -68,6 milyon TL'lik zarardan +104 milyon TL'lik kara geçişle, şirketin ana faaliyetlerindeki 172 milyon TL'nin üzerinde pozitif bir dönüşüme işaret ediyor. Bu veri, tek başına ele alındığında, şirketin gayrimenkul satışı ve kiralama gibi ana operasyonlarında ne kadar önemli bir toparlanma yaşadığının açık bir kanıtı.
Ancak bu olumlu tabloya rağmen, gelir tablosunun en alt satırında 1,38 milyar TL gibi devasa bir net zarar rakamı yer alıyor. Bu kafa karıştırıcı durumun temel nedeni, Türkiye'deki yüksek enflasyon muhasebesi standardı olan TMS 29'un bir etkisi. Raporlanan zararın içinde, 2,63 milyar TL'lik "Net Parasal Pozisyon Kaybı" bulunuyor. Bu, tamamen 'kağıt üzerinde' bir kayıptır ve şirketin kasasından fiili bir nakit çıkışı yaşandığı anlamına gelmez. Bu detay, şirketin operasyonel sağlığının aslında son satırdaki rakamdan çok daha iyi olabileceğini ve zararın büyük bir kısmının fiili bir kayıptan ziyade muhasebesel bir kayıttan kaynaklandığını gösteriyor.
--------------------------------------------------------------------------------
2. %90.000'lik Yükümlülük Artışı: Borç Değil, Mevzuat Şoku
Finansal tablolarda bir yatırımcının ilk bakışta alarm zillerini çalmasına neden olabilecek bir diğer veri de şirketin yükümlülüklerindeki akıl almaz artış. ASCE GYO'nun "Toplam Uzun Vadeli Yükümlülükleri" kalemi, bir önceki yıla göre %90.133 gibi inanılmaz bir oranda artarak 6,3 milyon TL'den 5,7 milyar TL'ye fırlamış görünüyor.
Bu rakam, ilk başta şirketin devasa bir borç yükü altına girdiği izlenimini yaratabilir. Ancak dipnotlara inildiğinde gerçek bambaşka bir hikaye anlatıyor. Bu artışın neredeyse tamamı yeni banka kredileri veya operasyonel borçlardan değil, "Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü" kaleminden kaynaklanıyor. Bunun nedeni ise 1 Ocak 2025'ten itibaren Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYO) için değişen vergi mevzuatı. Bu yükümlülük, şirketin gayrimenkullerinin yeniden değerlenmiş gerçeğe uygun değeri ile vergiye esas değeri arasındaki fark üzerinden, gelecekte potansiyel olarak ödenebilecek bir verginin bugünden bilançoya yansıtılmasıdır. Dolayısıyla, bu rakam şirketin kasasından hemen çıkacak bir borcu değil, muhasebesel bir kaydı temsil eder. Bu detay, durumu bir finansal kriz algısından, tek seferlik bir mevzuat uyumuna dönüştürerek yatırımcı için resmi tamamen değiştiriyor.
--------------------------------------------------------------------------------
3. Yönetimin Cesur Hamlesi: Zarar Rakamlarına Rağmen Hisse Geri Alımı
Bir şirketin kendi hisselerine yatırım yapması, genellikle piyasaya verilen güçlü bir mesaj olarak yorumlanır. Yönetim, bu hamleyle hisse fiyatının şirketin gerçek değerini yansıtmadığına inandığını ve geleceğe güvendiğini gösterir. ASCE GYO'nun milyarlarca liralık zararın raporlandığı bir dönemde tam da bunu yapması, bu yüzden oldukça dikkat çekici.
Şirket yönetimi, 24 Mart 2025'te bir hisse geri alım programı başlattı. 30 Eylül 2025'e kadar geçen sürede, finansal raporlara göre toplam 5.715.315 adet hisseyi 62,45 milyon TL ödeyerek geri aldı. Bu 62,45 milyon TL'lik yatırım, şirketin 30 Eylül 2025 itibarıyla kasasında bulunan 1,1 milyar TL'nin üzerindeki nakit ve nakit benzerleri düşünüldüğünde mütevazı ancak anlamlı bir adımdır. Bu, yönetimin sadece geleceğe inanmakla kalmayıp, bu inancı destekleyecek finansal güce de sahip olduğunu göstermektedir. Milyarlık muhasebesel zararın gölgesinde atılan bu adım, yönetimin finansal tablolardaki gürültünün ötesine baktığını ve şirketin uzun vadeli değerine olan güçlü inancını koruduğunu gösteren somut bir kanıt olarak okunabilir.
--------------------------------------------------------------------------------
4. Politika ve Gerçeklik: Kâr Payı İkilemi
Şirketlerin kâr dağıtım politikaları, yatırımcılar için önemli bir taahhüt niteliği taşır. ASCE GYO'nun Faaliyet Raporu'nda yer alan resmi "Kâr Dağıtım Politikası" da bu beklentiyi karşılıyor ve şirketin, dağıtılabilir yıllık net kârının "en az %20'sini" nakit ve/veya bedelsiz pay olarak dağıtmayı hedeflediğini belirtiyor.
Ancak, politikanın %20'lik cömert taahhüdü ile kasadan çıkan %2'lik gerçek oran arasında devasa bir uçurum var. Şirketin 3 Temmuz 2024'te yaptığı son temettü ödemesi, bir önceki yılın net kârının yalnızca %2'sine denk gelen 131,8 milyon TL'lik bir tutarla sınırlı kaldı. Bu durum bir sözden cayma değil, stratejik bir sermaye tahsisi tercihidir. Gaziantep, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde devam eden sermaye yoğun projeleri finanse etme ihtiyacı, kâr payı dağıtımından daha öncelikli bir konuma yerleşmiş durumda. Bu detay, şirketin büyüme odaklı bir strateji izlediğini ve nakdini temettü yerine yatırımlara yönlendirdiğini açıkça ortaya koyuyor.
--------------------------------------------------------------------------------
5. Piyasanın Kararsızlığı: Zıt Yönlü Sinyaller
Finansal tablolardaki karmaşık görüntü, hisse senedinin piyasa performansına da yansımış durumda. ASGYO hisseleri, yatırımcılara hem düşüş hem de yükseliş sinyallerini aynı anda vererek piyasanın ne kadar kararsız olduğunu gözler önüne seriyor.
Bir yanda, hisse fiyatı son bir ayda %18'in üzerinde bir değer kaybı yaşayarak kısa vadede negatif bir tablo çiziyor. Diğer yanda ise yıllık bazda %5,42'lik nominal bir getiri sunsa da, bu oran ülkedeki yüksek enflasyon karşısında reel bir kayba işaret ederek piyasadaki kafa karışıklığını daha da artırıyor. Bu fiyat hareketliliğine ek olarak, şirketin teknik analiz yorumunda "Orta vadeli göstergeler son dönemde belirgin Al sinyalleri vermeye başladı" ifadesi yer alıyor. Bu durum, piyasanın şirketin karmaşık finansal tablosunu (operasyonel iyileşme, muhasebesel zarar, yeni vergi yükümlülükleri) nasıl fiyatlayacağı konusunda net bir karara varamadığını gösteren bir kafa karışıklığına işaret ediyor.
--------------------------------------------------------------------------------
Sonuç: Hikayenin Tamamını Görmek
Yüzeysel rakamlar, özellikle de manşetlerdeki kâr veya zarar bilgileri, bir şirketin gerçek hikayesini anlatmakta çoğu zaman yetersiz kalır. ASCE GYO örneğinde gördüğümüz gibi, finansal raporların derinliklerine inildiğinde operasyonel bir toparlanma, mevzuat değişikliklerinin getirdiği tek seferlik etkiler ve yönetimin geleceğe yönelik sarsılmaz güveni gibi çok daha farklı ve incelikli bir resim ortaya çıkıyor. Bu detaylar, yatırımcının bir şirketi sadece son satırdaki rakamla değil, o rakamı oluşturan unsurların bütünüyle değerlendirmesi gerektiğini bir kez daha kanıtlıyor.
Derler ki rakamlar yalan söylemez; peki ya bize hikayenin tamamını anlatmıyorlarsa?